Page 11 - 10479 15 Temmuz Deneme Dergi Yazıları_300 dp
P. 11
O gece, vatan semalarında uçak Bir de o gece şehit olamayanlar met uyumadı. Ümmet biliyordu ki,
sesleri ile sela sesleri harp etti. vardı. Karanlığın kara hizmetçi- Türkiye düşerse ümmet de düşer,
Sertliğine güvenen metal, kalplere lerinin kurşunlarını göğüslerine İstanbul düşerse gözünde kurur
seslenen selalara mağlup olacaktı. yedikleri halde o gece şehit olama- mazlumun gözyaşı.
Ebu Cehiller, meleklerin yardımını yanlar… Hatta bazılarının kurşun-
hesaba katmamıştı o gece. Sela- ları çıkarılamadı, bir şeref madal- Şafak sökerken yorgun başlar ev-
lar okunuyordu, melekler iniyor- yası olarak bir ömür taşıyacakları lerine dönmeye başladılar birer bi-
du gökten. Selalar okunuyordu, sel kurşunlar… O kurşunlarla çıkacak- rer. Darbecilerin hevesleri kursak-
gibi akıyordu insanlar meleklerin lardı, Hakkın huzuruna. larında kalmıştı. Karanlık devletin
kanatlarında. Azim bir cenk olu- kara büyücülerinin uşakları, aziz
yordu meydanlarda. Karanlıkların O gece, öyle bir kurşun vardı ki ola- milletten öyle bir tokat yediler ki
kansız hizmetkarları, nişan alıp yın seyrini değiştiren, Ankara’da kıyamete dek unutulmaz. Bulanık
ateş ediyorlardı kendi milletlerinin baş hainlerden birinin göğsüne suda balık avlamaya alışık satılmış
üzerine. Kadın, yaşlı, genç… fidan- sıkılan kurşun ve o şerefli kurşunu ruhlar zelil oldular, rezil oldular
lar devriliyordu birer birer, ocaklar ateşleyen er oğlu er… Birkaç sani- cümle âleme. Bu aziz vatanda, işi
sönüyordu. Kara toprağın bağrına ye sonra vücudunun paramparça başbakan asmaya kadar götürecek
özgürlük tohumları ekiliyordu, fi- olacağını bile bile, biraz sonra ço- derecede gemi azıya alan zorbalar,
danlar tohuma duruyordu. cuklarını yetim, eşini dul bıraka- zannettiler ki bu sefer de iş kolay
cağını bile bile tetiği çeken arslan olacak. Yanıldılar ve adlarını hain-
Al bayrağın solan rengi, 251 şe- ve o arslanın vücudunda Rabbine ler listesine yazdırdılar.
hidin kanıyla yeniden boyandı o hediye olarak götürdüğü otuz kur-
gece. Bayrak, yeniden bayrak oldu; şun… Şafak sökmek üzereydi. Boğaz
vatan, yeniden vatan… Ata yurdu- Köprüsü’nün yamacında gece bo-
na uzanan kara eller kırıldı, karan- O gece; asker millet, aziz millet yunca boynu bükük duran al bay-
lık başlar koparıldı o gece. uyumadı. Uçaksavar mermisinin rak; Allah’ın nusreti, milletin gay-
karşısında, tek silah olarak iman reti sayesinde esmeye başlayan
Şehitler yıkanmazdı ama o gün ve vatan aşkı taşıyan er oğlu erler rahmet rüzgarıyla tatlı tatlı dalga-
gassallar, şehitlerin şehitliğine şa- vardı. Azim cenk oldu. Er oğlu erler lanmaya başladı. Güneşin ilk ışık-
hitlik yapmak için yıkadılar onları. terk etmedi vatan burçlarını. Ev- ları, köprünün üzerinde mütebes-
Her biri şahit oldu: “Şehitler ölü de- lerinde, olan biteni televizyon ba- sim uyuyan şehitlere vuruyordu.
ğildir ama siz bunu bilemezsiniz.” şında izleyen yaşlı teyzeler, küçük Köprünün şehitleri, ebedi uykula-
hükmüne. Edirnekapı Şehitliği, çocuklar; gözyaşlarına kattıkları rına dalmışlardı. Rüzgar, saçlarını
yeni misafirleri için kucağını açtı, dualarla destek oldular bu cenge. okşuyordu.
onları bağrına bastı. Misk ve amber O gece dua gecesiydi. Dualar ya-
kokuları bütün şehitliği sardı. 251 ğıyordu âlemiislamdan. Gözyaş- Şafak sökmek üzereydi. Ankara’nın
can; kadın, erkek, yaşlı, genç… Kol larıyla semaya kalkıyordu eller, Kazan ilçesi, artık “Kazan” değil
kola girdiler, cennet bahçelerinden Buhara’dan Bosna’ya; Arakan’dan Kahramankazan’dı. Kazanlı şehit-
içeri. Endonezya’ya kadar… O gece üm- ler, vatan diyeti ödemenin şerefiyle
uykularında mütebessimdiler.
11